sahrada susuz bir nebze arıyorum
ateşten derya karşımda bir yudum
adem ile havvayı, şimdi anlıyorum
mutlak huzuru sonsuzluğa uğurladım
göğsümde sıkışıp kalan türlü yaban
bir ben, ben ki içeri hoyrat an ve an
olmazları oldurup gözlerime bakan
hududum aynamdır şahsıma ağyarım
mizanım da med-cezir tutamıyorum
gök zindanda karanlığa esir ruhum
yusuf ile züleyhayı şimdi anlıyorum