seninle çay içebilirdik
boğaza karşı yahut doğaya
köprüde başlayıp
gözlerinde son bulabilirdi
sonsuz yolculuğum
yahut bir kuşun kanat sesinden
adımı anışına kadar
bilmem, kaç kere daha
haykırsam evrene
vuku bulur an’lar
seninle sessiz kalabilirdik
evimizde, saçlarını okşarken
yahut cehennemin tam ortasında
saçlarından kirpiklerine
ya da kendi azabım da
fakat beyhude bu telaş
eğer bir an varsa ki
içinde zerren bulunan
yaşanmaya değer
zannımca
kanımca
kanımla…