• Hakkımda
  • Şiirler
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • saat

    Eylül 21st, 2022

    Eylül 05, 2021

     seni kaybetmişliğin on yıllık hüznünü yaşıyorum

    nefesim yettiği kadar yuttuğum anları

    cevabını bulduğum her soru kabus iken günüme 

    bozuk saatlerimin durduğu tek doğru bu

    elimden gelmedi vaktinde yetişmek sana

    sustuğum en yanlış doğru

    konuştuğum en doğru yanlış

    her vakit kilitlenir huzurum

    uzun bir yolculuk hayat dedikleri

    iki dudağının arasında bulduğum

    sıcak yuvanın camdaki buğusunda yüzünü arıyorum

    yahut canlıların sana taptığı buluttan silüetini

    hep yakındın bana aslında 

    adını seslensem duyacaktın

    elimi uzatsam dokunacaktım belki 

    her şeyin yaşandığı hiçbir şeyin yaşanmadığı

    vakitsizliğin esiriyim şu sıralarda

    bir yelkovan ağırlığında içimdeki sancılar

  • me.

    Eylül 20th, 2022

    Kasım 08, 2020

    gölgesi ile oynardı yalnızlığı

    insandı sığınırdı

    korunaklı yalanlara

    mesela bir çay bahçesinde

    sigarasını yakardı tebessümle

    belki yorgundu uyumuştu sahilde

    tutmayacaktı elleri

    yüzünü hayatsuyunun

    her nefesinde hissediyordu

    kafesinde çırpınan sözleri

    affı yoktu hayallerin

    bir kursa bin yıkılırdı hayat

    o yüzden beyazladı yüzü

    elleri her zamankinden bayat

    kokusunu unuttuklarını

    kalbinde ağırladı

    sustuklarını sonsuza uğurladı

    iğneler kadar küçük

    depremler kadar kontrolsüzdü

    insandı umardı yaşamı

    istemsiz umarsız belki hoyrat

    ardındakiler bazen onun

    bazen değildi

    ikilemlerle düşe kalka

    bi ileri iki geri derken

    nice zaman olmuş birden

    unutulmuş aile sofrasında

    bırakmıştı huzurunu

    belli ince kaslarından sussuzluğu

    hani beklemişti onu bir gonca

    o daha hevesliyken

    dalgasız deniz sakin mehtap

    gözleri ile gözleri birleşirse şayet

    bir daha dokunurdu hayatsuyuna

    bir daha yaşardı yeniden

    yalnızlığı bu kez kendiyle oynardı

    sessiz sakin sükunetle

    oda ağır başını koyardı dizlerime

    saçlarını okşardım

    ben saçlarını okşardım o unuturdu

    sonra bir sigara daha yakardı yeniden

    bir kez daha aldanmış

    bir kez daha yıkılmışcasına

  • anlamak

    Eylül 19th, 2022

    sahrada susuz bir nebze arıyorum

    ateşten derya karşımda bir yudum

    adem ile havvayı, şimdi anlıyorum

    mutlak huzuru sonsuzluğa uğurladım

    göğsümde sıkışıp kalan türlü yaban

    bir ben, ben ki içeri hoyrat an ve an

    olmazları oldurup gözlerime bakan

    hududum aynamdır şahsıma ağyarım 

    mizanım da med-cezir tutamıyorum 

    gök zindanda karanlığa esir ruhum

    yusuf ile züleyhayı şimdi anlıyorum

  • At kestanesi

    Eylül 18th, 2022

    Aralık 23, 2020

    selam götür benden ferhan
    sükunetin habercisi olsun ay
    tebessüm et kaç bu diyardan
    bahar aksın saçlarından şimdi
    güller yüzünden döküldüğü an
    seller durdu bu sonbaharda
    at kestanesi çiçek açtı ferhan
    kurudu sinemde bütün dallar
    sen vakti saadetimi baki san
    ihtiyar çehrende çizgiler var
    uzun yol geldin otur soluklan
    inci gibi dizilen yıldızlar
    gözlerini göğe dik gör ferhan
    karartılarda seç sustuklarımı
    su testisi taşı götür ardından
    ağlak sesleri kıs sakın bakma
    şüpheni al sırtına tut kolumdan
    yağmur yağsın gözlerden şimdi
    bir yudum huzur götür ferhan
    görmek vakti sırların ardındakini
    binbir sima sezdim aydınlanan
    sahi ne kadar zaman geçti sensiz
    hani giderdin lâl avuçlarımda kan
    bul beni kokumu tanır gibi
    cihanı sustur gülü soldur ferhan
    ya bir daha gelemezsen geri ah
    at kestanesi çiçek açtı bahar geldi ferhan

  • Mahfer

    Eylül 15th, 2022

    kayıp dünya karanlık izler
    yüzün saklı Mahfer
    bir ben buldum sende karanlığı
    bir ben tattım karanlığın
    ihtiraslı tadını

    tutulursa güneş ve ay
    öleceğim ve doğacağım yeniden
    ardında gizlediklerin
    tutulduğum yoldur
    eğer bulursam Mahfer
    sonsuza yürüyeceğim

    kutu içinde kutu
    karanlığın içinde karanlık
    yıldızların içinde
    gözlerinin dışında
    saklı bahçede
    gökyüzü toprağın elini tutacak
    yağmur denizle kavuşacak
    güneş aya tapacak görmeyecekler
    sonra sen yine ben olacaksın Mahfer

    toprakta yabancı izler
    evvel zaman içinde
    kalbur zaman dışında
    sen sen olana değin
    kaybolacak alın yazısı
    sonra biz gideceğiz Mahfer
    filizlenen her zerrende
    kendimi bulacağım

  • Daireler

    Eylül 9th, 2022

    okyanuslar ve denizler
    dünya ve gök
    yaşam ve ölüm
    ay ve güneş
    cesaretim ve korkum
    dilemma ateşinde kavruldum
    var oldum
    zaman zaman
    yok oldum
    aradım bazen buldum

    nehirler ve ırmaklar
    göller ve çöller
    sahra ve derya
    zehir ve panzehir
    hayallerim ve gerçeklerim
    arafta boğuluyorum
    bir vardım
    bir yoktum
    döndüm dolandım
    buldum

    meczup gibi çöllerde
    ruh gibi göklerde
    bazen geçmişte bazen gelecekte
    bazen de yedi kat dibinde
    öldüm ve doğdum
    ben oldum.

  • Güneş

    Eylül 8th, 2022

    Nisan 13, 2020


    öyle ki ilk nilüfer tohumu
    tenine ekilmiş
    binbir koku barındırır
    güzellikten yana
    kurusa solsa da
    kaybetmez kendinden
    ah bilsen ah bir bilsen
    ellerinle açardın nilüfer
    ayrılık bu elbette üzer
    hangisi sevdadan
    aklım fikrim sen
    gözlerimdeki yaşla
    büyüttüm seni
    büyütmek yetmez
    göl oldum nilüfer
    öyle ki ilk güneş sabahı
    sana doğmuş
    saçlarındaki sarılar ondan
    özlemden yana
    binbir hasret duygusu
    hatırından yana
    ölsem yeniden de dirilsem
    kaybetmez kendinden
    ah bilsen ah bir bilsen
    gözlerinle doğardın güneş
    bir hicret elbet üzer
    hangisi aşktan
    aldığım nefes bile sen
    sesimdeki ah ile büyüttüm
    ah demek yetmez
    bir ömür harcadım güneş

  • Susuyorum.

    Eylül 8th, 2022

    Ağustos 31, 2022

    fırtına değil 

    kasırga değil

    sessiz bi yaz yağmuru

    ardımda kalan kalabalıklar

    gitmek bazen zaruri fiil

    kalmak zehirdir kana kana

    yine de susuyorum

    yine de kimsesiz

    adını anmak haykırmak değil

    yorulmak pes değil

    ben uzattım elimi bekliyorum

    bu kez içimde umutlar

    sesi kısık radyolar gibi

    neşelendirmek için

    varım bugün

    yokum yarın

    avcuma sığdırdıkların yarım

    .

    keşke yalnız bu kadar olsa

    keşke yalnız bu kadar 

  • Kimsesizler

    Eylül 7th, 2022

    rüzgârla boğuşan saçlar

    yorgun sessiz boğuk 

    bir sonbahar şarkısı

                   içimizi ısıtan

    dayanılmaz çocuk sesleri 

    yanlızlığı yüze vuran 

    hiç görülmemiş 

    çiçeklerin açmasını 

                 beklemekti beklemek şimdi 

    uyanmamış ölülerin 

                 uyanmasını beklemek gibi

    bir yudum kahve

                 kaç yıl kitledik kendimize

    hiç bir yıldızı merak etmemek

    bir hayvanı benimsememek

    bir gökkuşağı görüp

                  büyülenmemektir 

    ruhtan ölmek

    hiç yaşamamış olmak bu olsa gerek

    yaşamaktan korkmak belki

    dilenci çocuk başını ayaklarına kadar eğince

    kaç kıyamet kopuyor 

    bilmemektir 

                    asıl cehalet

    sonra bir şiir eşliğinde dans etmeden

                    eğlenmek nedir bilinmez

    gözler tavanı izlemeden 

                    uyku ihtiyaç 

    kuru şükür daha ise hayata

    bir köşe ıslanacak

    şakakları zonklayacak bir değirmencinin

    bir kuş aç kalacak

                      ah ah

    dağlar ısınacak yer gök kaynayacak

    eriyince bir çift yürek 

                      karşılaşınca

    emek ismi ise sefalet içinde

    bizler sefiliz

    bizler 

    bizler kimiz?

  • Güzellik Meselesi

    Eylül 6th, 2022

    yüzünde gün açan güzelimin koynunda

    piri reis gibi ezberledim yurdumu

    sarıldım sarmaladım güneşi cesaretle

    korkmadım yanmaktan hiçbir vakit

    zihnimin çizdiği hayali hudutlara

    gönlümde evren şahit

    oysa şiirler biriktirdim her durağımda

    bir dize fısıldadım güzelime

    her söylenen için bir işaret bıraktım

    dünyamın haritası yazıldı böylece

    kuşun kanadında

    uçurumun dibinde

    aslanın ağzında

    feza da kara delikte

    en güzel saç telinden

    en güzel şiire kadar bir yol çizdim

    belki güzelim bilmezdi kendini

    benim onu bildiğim kadar

    misal şems o gözlerini açtı diye gelir

    kamer uykusunda izlemek için

    adım adım gezdim dünyamın yollarını

    seyyah gibi teslim ettim ruhumu

    her güzel şeyden güzelim kaldı

    her baktığım gözde güzelim vardı

    açan çiçekte yüzünü gördüm

    şelalelerce gülüşünü

    denizin her dalgasında adını duydum

    güzelim mi hayattı

    hayat mı güzelim

    görmeyi bilirse insan

    evren tanrının varlığının kanıtıydı

    güzelimde görebilirsen vardı

    üzerine cennet serpilmiş teni

    yaşam boyu izlenmeye değer

    hakkıyla izleyebilirsen eğer

    kaçarcasına yokluğundan arkama bakmadan

    gezdim gezdim gezdim

    en güzel şiire kadar bir yol çizdim

    piri reis gibi ezberledim yurdumu

    her durağa bir işaret bıraktım

    varlıktan yokluğa kadar güzelimi buldum

    korkmadım kaybolmaktan hiçbir vakit         

    elimde silgi ile koşarken ufuklara

    tükenmez mürekkep yazgımda kilit

←Önceki Sayfa
1 2 3 4
Sonraki Sayfa→

WordPress.com’da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • zeynepakay.art
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • zeynepakay.art
    • Siteyi düzenle
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle