• Hakkımda
  • Şiirler
  • Fotoğraflar
  • İletişim
  • Sabah

    Eylül 6th, 2022

    giydirin gelinliğini yıldızların

    ay tutsun dilek fenerlerini

    yaklaş sesi duyalım

    sarımsaklar güzel koksun artık

    korkma uzanalım

    gökleri sönsün aydınlıkların

    giydirin üşümesin yalnızlıkları

    seni denize meydan okumuş hadsiz mecnun

    leyla denizdir unutma bunu

    gece giyinmiş gece soyunmuş bir marmelat

    içimde gezer bir hancı 

    bir hoyrat ki bir hoyrat

    güllerde kokar mıydı yalnızlık 

    kokardı hemde ne kokmak

    zehri içine işlemiş gör bak

    nasıl sarılacaksın leyle

    Bir fevkaladelik sardı içimi

    hani nerde ağlayan gözler

    tutta elinden güldürelim

    gıpta ile bakın artık ay ışığına

    kaç aşk doğurdu kaç aşk bitirdi

    kayan yıldızlarda gizli 

    dalgaları dursun bu gölün

     ve ağlamayı kessin bir bebek

    ve sen yabancı beni tanıyormuş gibi

    yapmayı bırak

    sende elinden tut şu işin

    ellerin kanamadan tutamazsın leyli

    saramazsın bir dost gibi

    korkma uzanalım şimdi

    korkma aydınlanır gözlerin.

  • Mehlikam

    Eylül 6th, 2022

    Mailerinde kaybolduğum ıssız gök altında kaldım

    aciz kimsesiz ömrüm amade kaç satır hatıra bıraktın

    ey benim kaygısız zeytin gözlü parlak güneşim

    sen bana mai deniz, bana sıcak bir gök borçlandın

    kalbimle yüz çevirdiğim kaç eşsiz hatıra sırtlandın

    .

    Ufukları dardır bu göğün kanadı kırık uçamazsın

    gönlünde kırılır bu defa bir düzende var olamazsın

    ey benim gönlü kuytuda kalmış nazlı çiçeğim

    ben sana hayat vaat ederken sen mahrum kaldın

    sırtımı döndüğüm duvarlardan ruhuma sarıldın

    .

    Halim ahvalinle yekpare cihana sığamadım

    hayratımdır evrene her şiir senden sığdırdığım

    ey benim gülen yüzünde çiçekler yeşerttiğim

    avare dünyanın ellerinden köşe bucak kaçırdın

    varlığınla naçiz benliğimi kuraklıktan kurtardın

    .

    Ayrıldığım her şehre senden bir hatıra bıraktım

    kurduğum hülyada bir senden, bir de sen vardın

    ey benim cihandan yitip saye gibi hayalileştiğim

    yürüdüğüm her yolda bugünden yarınıma candın

    korkularımı saklayıp sinende, bana kokunla baktın

    .

    Mai ıssız mai yalnız ve karanlık artık senin kaçtığın

    her koyu nefretimde dünyanın ruhuna sarıldım

    ey benim yüreğine siyah düşmüş aydınlık kelebeğim

    günlük ömrünü kim bilir hangi soysuz gökte yaşadın

    karanlık bu yol divan, ışığım olmadan korunamazdın

    .

    Maskesiz insanlardan arınıp yalın hayat yaşadım

    açtığım her yaranın zaman izlerini gözlerimde taşıdım

    ey benim hüznü göğsüne sıkışık kudretli sevgilim

    bana bir hayat verdin, filizlendim, ellerinle yaşattın

    sen bana her masaldan önce ahire kadar hayattın

    .

    Eski sıkı bir dost sesinden dinlediğim güzel şarkım

    sen bu mecmuada gelmiş geçmiş en güzel danstın

    ey benim sevda yüklü omuzlardan yorgun sevdiceğim

    şarkılar sana, aşk makamında manadan yetim kaldın

    kainatta ne varsa aşktan yana her adımda bir parçaydın

    .

    Deryayı rahmeti aheste aheste rayihana buladın

    aciz evrende, vehmimde nebze aradım bulamadım

    ey benim ıstırabıyla bülbülü güle düşman edenim

    hangi sevda çölünde fütursuz uçtun da yaralandın

    sen bu uçsuz sevdayı kanadında tüy mü sandın

    .

    Artık önünde durur dünya yüreklenip koşamazsın

    mürekkep bulaşır da göğüne huzurla uyuyamazsın

    ey benim sesinde hür olduğum sessizliğine esirim

    bir sevdaya düştüm ki gelişini rüzgardan tanırdım

    esip geçsen deli fırtınalar misali dünyayı, varamazdın

    .

    Bir mehlika geceleri seyre daldığım siman cananım

    ürkersem geceden, gülümser karanlığı parçalardın

    ey benim çehresinde, sinesinde, cenneti gezdiğim

    aciz başımı yasladığım bağrında savaşlar kazandım

    yorgun heveslerimle ecel ensemde uyuyamazdım

    .

    Boyun eğdiğim garazların hükümsüz yollarındaydım

    evrende varsa hukuk adalet ucundaydı parmağının

    ey benim yaktığı kandillerle hakkı getiren suavim

    kendine sakladığın umutlu yarından yıldız tutardın

    tuttuğun her yıldızın dileğini ben sana yazdım

    .

    Amber kokulu gökten bir bahçe misalidir saçların

    ellerimin her yolculuğunda rayihana bulandım

    ey benim yüzüne yıldız düşmüş yekta güzelim

    içinden mucizeler taşan penceren açıkta kalmasın

    sen benim gönlümdeki kurak çöle ebedi baharsın

    .

    Sahrada boynu bükük yüklü deveden farksızım

    gezdim meczup gibi rotasız ama sen bana sığmadın

    ey benim beni geçen kederim, hüznüm, sevincim

    cihanın karanlıklarından yalnız sen müstesnasın

    sevda, deryayı hakikat, idrakinde el pençe divansın

    .

    Yaldızlı gecelerin soğuk yalnız sabahlarındaydım

    sayıklarken kendini kulağımda sitemkâr fısıltıların

    ey benim her yolumda ardımda kalan eksikliğim

    ayazı keskin sabahın adını bilmem kaç defa andın

    beni her yol ayrımında peyderpey eksik bıraktın

    .

    Isıtan içimi, gök pembesi, yüzüne hayran kaldım

    sabaha nidanı adımla duymak arzusuyla uyandım

    ey benim gök buluttan pamuk elleri narin sevgilim

    belimi saran ellerinle her yalnızlığımın canına kıydın

    sen bendeki bu kara sevdayı ilmek ilmek kazandın

    .

    Lisana geldi cennetten ağaçlar ellerinde anahtarın

    kıyılarında gezdiğim sahillerin semalarında adın

    ey benim gemilere yön bana renk, can verenim

    nasıl ki söylersin beni gülümser mehtapta adım

    bir gök isteki benden melekler yalnız seni ansın

    .

    Miladı ömrümün an ki senin ışığında ilk yandığım

    kayalıkların ardında kırgınlıktan yorgun canım

    ey benim koynunda dilemmaya boyun eğdiğim

    depremler geldi geçti her kırığımda çiçek açtın

    ruh üflemek için al dudağınla can suyu taşıdın

    .

    Alacasında köşeme çekildiğim bu öksüz baharın

    sokaklarındaki çocukların oyunları kadar yalnızım

    ey benim ahu nazım ayanın merhametinde kaderim

    bıraksan beni hür göklere kahrımdan olur vefatım

    bana gökte denizde sensin akıbetim avcunda kalsın

    .

    Zaman bencil, aceleci, akan şelaleden mahrum kaldım

    koşsam yetişsem süzülsem semalarında varamazdım

    ey benim zaman gibi su misali damla damla yitirdiğim

    hangi ihlâlin a’vazı korkunç ormanda dar ağacındayım

    yeni yetme yapraklar gibi kanlı göğün altında inhidamım

←Önceki Sayfa
1 2 3 4

WordPress.com’da Blog Oluşturun.

  • Takip Et Takip Ediliyor
    • zeynepakay.art
    • WordPress.com hesabınız var mı? Şimdi oturum açın.
    • zeynepakay.art
    • Siteyi düzenle
    • Takip Et Takip Ediliyor
    • Kaydolun
    • Giriş
    • Bu içeriği rapor et
    • Siteyi Okuyucuda görüntüle
    • Abonelikleri Yönet
    • Bu şeridi gizle